Yeni nesillere ne okutalım?

Birkaç hafta önce ilginç bir kitap yayınlandı. Necati Tonga tarafından hazırlanan kitap*, 1930 yılında Vakit gazetesinde ve 1932 yıllında SonP Posta gazetesinde yayınlanan iki anket ve sonuçlarından oluşuyor.

Anketlere aralarında Halid Ziya Uşaklıgil, Ali Ekrem Bolayır, Cenap Şehabeddin, Hüseyin Cahit Yalçın, Peyami Safa, Nazım Hikmet gibi devrin ediplerinin yanı sıra gazeteciler, eğitimciler ve aydınları katılmış ve kendilerine yöneltilen şu sorulara cevap vermişler:

1. Okuma vaziyetimiz ne merkezdedir?
2. Eski harflerle basılmış eserlerden hangilerini yeni harflerle basmalıyız?
3. Garp eserlerinden hanginileri Türkçeye çevirmeliyiz.

Okuma vaziyetimiz ne merkezdedir?

İlk soruya verilen cevaplara baktığımızda kimsenin ülkenin içinde bulunduğu durumdan hoşnut olmadığı anlaşılıyor. Toplumun okuma vaziyetinin geçmişte olduğu gibi iyi olmamasının ve kitap okuma alışkanlığının bir türlü oturmamasının nedenleri arasında:

1. Kitaplara karşı ilgisizlik,
2. Savaşlar ve ıstırapların verdiği yorgunluk,
3. Okuma ihtiyacının kıtlığı,
4. Ekonomik buhran,
5. Kitap fiyatlarındaki vurgunculuk,
6. Okunacak kitap azlığı,
7. Sinema spor gibi faaliyetlerin genişleyerek okumadan alınan zevki paylaşması sayılır. O günlerden bugünlere değişen pek bir şey yok gibi. Sadece o gün geçerli olan nedenlerin yerini başka nedenler aldı.

Okuma zevkini aşılamak için neler yapılmalıdır?

Verilen cevaplarda ilk soru ile bağlantılı olarak sorunun aşılmasına yönelik birtakım önerilerde bulunulmuş. Topluma okuma zevkini aşılamak için şunlar önerilmiş:

1. Çocuk ve halk kütüphaneleri kurmak,
2. Okulları merkez yapmak,
3. Mesleğe ait eserleri ehlinden istemek,
4. İyi mütercim ve müellifleri doyurmak,
5. Seyyar kütüphaneler açmak,
6. Fakir ve işçi çocuklarına bütün tahsil kapılarını serbest bırakmak,
7. Ameli hayata lazım eserler vücuda getirmek,
8. Bayramlarda mendil yerine kitap vermek,
9. Doyulmayacak eserler yazmak,
10. Mekteplerde talebeden 10 para toplayarak kitap almak,
11. Demokrasiyi geliştirmek,
12. Reklem şekillerini düzenlemek
13. Halk için bir kitap serisi neşretmek,
14. Herkesin birbirine kitap hediye edeceği kitap bayramı düzenlemek.
15. Edebi eserlerden oluşan bir dizi kitap yayınlayarak bir edebiyat kütüphanesi oluşturmak

Eskilerden ne okunmalı?

Ankette benim cevabını ve sonucunu en çok merak ettiğim sorunun cevabı da çok farklı. Ankete katılanlardan bir kısmı eskilerden okunacak ve yeni harflere aktarılacak hiçbir kitap olmadığını söylerken bir kısmı birkaç müellif ve şair ismi verir.

Verilen cevaplar arasında halk ve divan şairlerinin en önemlilerinin şiirlerinin yer aldığı bir antoloji hazırlanması teklif edilir. Ancak bu teklifte bulunan birkaç kişiden fazla değildir. Bunun dışında halk ve divan edebiyatının birinci derece mühim eserlerinin yayınlanması gerektiğini söyleyenler de vardır.

Verilen cevaplarda geçen kitapları konu ve dönemine göre ayırarak sıralayalım:

Tarih ve bilimsel kitaplar

Katip Çelebi, Evliya Çelebi, Nâimâ, Peçevî, Mirim Çelebi, Hoca İshak Efendi, Vidinli Tevfik Paşa, Salih Zeki Bey, büyük din kitapları

Osmanlı Şiiri

Osmanlı şiiri arasında söylenen şairlerin sayısı beştir: Fuzulî, Bâkî, Nef’î, Nedim, Şeyh Galip. Bu beş şair gerçekten Osmanlı şiiri denilince akla gelen ilk şairlerdir.

Tanzimat dönemi

Tanzimat dönemi nispeten yakın olup araştırmaya katılanların hepsinin iyi bildiği bir dönemdir. Bu döneme damgasını vuran Şinâsî’nin yanı sıra Ziya Paşa, Namık Kemal, Abdülhak Hamid ve Recaizâde Mahmut Ekrem isimleri zikredilir. Dönemin diğer şairleri, eserleri yeni harflerle yeniden basılmaya layık görülmez.

Edebiyat-ı Cedîde

Bu dönem ile ilgili ismi en çok zikredilen şair Tevfik Fikret’tir. Halid Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabeddin isimleri geçen diğer şairlerdir.

Milli dönem

Bu dönemden ismi zikredilen edebiyatçılar Ziya Gökalp ve Ömer Seyfeddin’dir. Bir kişi ise rejim tarafından pek sevilmeyen Refik Halit Karay ismini söyler. Yaşanılan dönemle ilgili olarak Halide Edip, Reşat Nuri, Peyâmî Safâ, Mahmut Yesarî, Aka Gündüz, Ercüment Ekrem Talu, Burhan Cahit ile Faruk Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon ve Ziya Osman Saba’dır.

Batı’dan

Ankete katılanların neredeyse tamamı Batı klasiklerinin yetkin mütercimler tarafından tercüme edilmesini söyler. Sadece Fransızlarla yetinilmemesi, özellikle İngiliz ve Rus eserlerine dikkat çekenler olur. Shakespeare, Maksim Gorki, Dostoyovski eserleri çevrilmesi gereken ediplerdir. Ayrıca Eski Yunan ve Latin klasikleri de tercüme edilmelidir. Upton Sinclair ve Jack London gibi ABD’li yazarların ismi de geçer. Fransız yazar ve düşünürlerden Taine, Goya, Lanson, Eugene Vero, Sarcey isimlerini veren de olur.

Ankete katılanların üzerinde hemfikir oldukları konu Batı’dan eserler tercüme edilmesinin zaruri olduğudur.

Ayak üstü yapılan görüşmelerle alınan bilgilerle bu kadar kitap ve yazar ismi zikredilmiş. Belki kendisiyle anket yapılan kişilere düşünmek için daha fazla süre verilse daha fazla isim zikredilebileceğini de hesaba katmalıyız.

Dikkat çeken bir diğer husus eser ismi zikredilmeyip müellif isimlerinin verilmesidir. Oysa kimi eserler müelliflerinden daha meşhurdur ve konusu itibarı ile çok önemlidir. Eser ismi zikredilmemesinin nedeni sorunun doğrudan isim istemesi ile ilgisi olduğu çok açık. Ancak birden fazla eseri olan yazarların hangi eserlerinin öncelendiğini bilmek şansını elimizden kaçırmış olduk.

Batı dışında hiçbir medeniyet ve milletin klasikleşmiş eserinin verilmemesi, dönemin yazarlarının Batı dışındaki dünyaya gözlerinin kapalı olduğunu gösteriyor. Dönemin harf inkılabının hemen sonrası olduğu ve eskiye dair ne varsa silinmesi gerektiği düşüncesinin her yerde güçlü bir şekilde seslendirildiği bir dönem olduğu da unutulmamalıdır.

Acaba bu soruları bugünün önde gelen edip, gazeteci, yazar, bilim adamlarına sorsak nasıl cevaplar alırız?

Merakı gidermenin yegâne yolu böyle bir anket düzenlemek. Belki bir hamiyetsever yapar, biz de öğreniriz.

* Ne okuyacağız? Yeni Nesillere Ne Okutacağız?. Haz. Necati Tonga, Ankara: Çolpan Kitap, 2024, 160 s.




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Diyar-ı Rum'a ne zaman Türkiye denildi?

02:00 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
03:00 Selçuklu Türkmenleri Anadolu'ya Ne Diyorlardı?
04:30 Anadolu'nun Adı Nereden Geliyor?
06:30 Türk Sultan ve Meliklerinin Rum Adını Değiştirmelerinin Nedeni Nedir?
08:30 "Rum" Kelimesi Coğrafi mi Yoksa Siyasi Bir İsim mi?
10:30 Diyar-ı Rum Nasıl Türkiye'ye Dönüştü?
13:30 Türkiye Adı İlk Defa Ne Zaman Kullandı?
16:15 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
19:30 Türkler Anadolu'nun Türkleşmesini Nasıl Başardı?
23:00 "Türklerin Gelmesiyle Anadolu Ciddi Bir Şekilde Kalkınıyor"
29:00 Türkler Geldiğinde Anadolu'da Nasıl Bir Yaşam ve Kültür Vardı?
34:00 Türkler Anadolu'ya Yerleşip Çoğaldıkça Yerli Halka Ne Oldu?
38:00 Gayrimüslimlerin Müslümanlaşmasında En Önemli Etken Nedir?
44:30 Türkiye Adının Yaygınlaşmasında Seyyahların Rolü Oldu mu?

Semazenlik ve Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı

02:00 Sema Nedir, Semazen Nedir?
03:45 Sema Eğitimi ve Semazenlik
09:00 Mevlana Zamanında Sema Var mıydı?
13:00 Hangi Tarikatlarda Sema'ya Benzer Bir Uygulama Vardır?
14:30 Sema, Mevlana'dan Sonra Bugünkü Halini Nasıl Aldı?
18:20 Semazen Olmak İçin Bir Şart Var mıdır?
21:00 Sema Gösterisi Neden Yapılır?
25:15 Semazenlerin Başları Neden Dönmez?
29:00 "Mevlevi Mukabelesi Bize Hayatın Kendisini Öğretir"
34:00 Semazenlerin Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı Nedir?
40:00 Sema Hareketlerin Sembolik Anlamı Nedir?
46:00 Semazenlerin Harektleri Ne Anlama Gelir?

ismailgulec.net