Sabah çok ye, akşam az

'Mesnevi diyeti'

Herhalde günümüzde insanların en büyük derdi kilo vermek. Hemen herkes farklı bir yöntem deniyor kilo vermek için. Ben, bin bir zahmet çekerek bir ayda ancak birkaç kilo verebildim. Doksan dört kilo idim, ancak doksana kadar düşebildim. Daha aşağıya inemiyorum. Ama bu hikayede tavsiye edilen rejimi uygulayınca daha kolay kilo verdim.

Mesnevi'de diyet de mi var diye bir soru aklınıza gelebilir. Mevlana tabi ki Canan Karatay gibi şunu ye, bunu yeme diye bir tarif etmiyor ve tavsiyede bulunmuyor. O zaman sen nereden çıkardın bunu, diye bir soru sormak en doğal hakkınız. Ben de madem "Mesnevi'de bir diyet örneği var" diye bir iddiada bulundum, açıklamak da görevim. Ama açıklamadan önce şu hikayeyi okumalısınız.

Yerde yatan kurttan öğrendim*

Bir aslan, bir kurt, bir tilki birlikte ava çıkmışlar. Birbirlerine yardım ederek av hayvanlarını adamakıllı yakalamayı, onların yolunu kesmeyi planlamışlardı.

Üçü de beraberce o geniş ovada birçok av elde etmek niyetindeydiler. Aslan, onlarla beraber avlanmaktan utanmaktaysa da yine onları ağırladı, onlara yoldaş oldu.

Bunlar; kudretli, şevketli aslanın maiyetinde dağa doğru gittikleri zaman işleri rast gitti; bir dağ öküzü, bir dağ keçisi, bir de semiz tavşan avladılar. Eh ne demişler, aslanın maiyetinde giden kişinin kebabı eksik olmaz.

Kurt ve tilki avlarını dağdan çeke çeke ormana getirdiler. Kurt ve tilki padişahlara lâyık bir adaletle av hayvanlarının paylaşılmasını akıllarından geçiriyorlardı. Aslan onların niyetlerini anladı.

Aslan önce kurdu çağırdı. "Bunları pay et ey koca kurt!" dedi. Kurt:

- Padişahım, yaban öküzü senin payın. O büyük, sen de büyük, iri ve çeviksin. Keçi orta boyda, orta irilikte, onun için benim olsun. Tilki, sen de tavşanı al. Tavşan tam sana münasip, dedi. Bu taksim üzerine aslan:

- Ey kurt, hele bir daha söyle, ne dedin? Ben varken sen pay istiyorsun ha! Kurt, ne köpek oluyor ki benim gibi misli, naziri bulunmayan bir aslanın huzurunda kendisini görüyor, varım sanıyor! Kendini beğenen eşek, ileri gel!"

Diye çıkıştı ve kurt menziline girince bir pençe ile onu parçaladı. Onda akıl ve isabetli bir tedbir görmeyince cezasını verip derisini yüzdü. Sonra yüzünü tilkiye dönüp:

- Hadi bakalım tilki, bunları yememiz için pay et, dedi. Tilki secde edip:

- Yüce efendim, bu semiz öküz, kuşluk yemeğiniz olsun. Şu keçiden de öğle yemeğiniz için çok güzel bir yahni olur. Tavşan da lûtuf ve kerem sahibi padişahın akşam yemeğidir.

Diyerek avları taksim etti. Tilkinin söyledikleri aslanın çok hoşuna gitti ve ona dönerek:

- Tilki, adaleti parlattın, apaydın bir hale getirdin. Bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin?

- Sultanım, şu yerde yatan kurttan!"

Bu hikayenin birçok yorumu var ama biz sorumuzun cevabı ile ilgili olan kısmını açıklayalım.

Mevlana'nın bize tavsiye ettiği diyet şöyle:

Tilkinin aslana sabah yemeği olarak öküzü vermesi güçlü bir kahvaltıya, öğle yemeğinde daha küçük olan keçi güzel bir öyle yemeğine ve akşam yemeği olarak tavşan da akşamları çok yememeye işaret eder. Bu da sağlıklı beslenme yöntemidir.

İkna olmadınız mı? o zaman Osman Müftüoğlu'nun yazdıklarını nakledeyim. .

Osman Müftüoğlu yazısında sabahları kuvvetli bir kahvaltı yapılması gerektiğini söylüyor. Gün boyu ihtiyacımız olacak enerjiyi depolayabilmek için sıkı bir kahvaltı yapmalıymışız. Öğle yemeği ise kahvaltıdan sonra ikinci önemli öğün imiş ve ayaküstü atıştırmadan ve geçiştirmeden uzak durmalı, adam gibi yemek yemeliymişiz. Akşam yemeği ise hafif yemeklerden oluşmalı imiş. Ağır bir akşam yemeği reflüden kalp krizine, gaz, şişkinlik, uyku bölünmesi gibi birçok soruna yol açabilirmiş. Bu yüzden akşamları hafif şeyler yemeliymişiz. Böylece kilo da almazmışız.

Bir de şu söze rast gelmez miyim!

Sabah kahvaltısı ailen ile, öğle yemeğini dostun, akşam yemeği düşman ile yiyormuş gibi ye.

Mesnevi'nin sadece ruhumuzu biçimlendiren bir kitap olmadığını, aynı zamanda bedenimizi de bir biçime soktuğunu öğrenmiş oldum.

Sizce haksız mıyım?



* Kurt ile tilkinin arslanın maiyetinde ava gitmeleri, 1. Cilt, 3014-3123. Beyitler.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Oryantalizmin Zihin Dünyası, Ötekileştirmenin İdeolojisi ve Edward W. Said

Kitap kapağındaki görselin hikayesi
Oryantalizm hakkında yazılmış çok kitap ve çalışma varken böyle bir çalışmay yapmaya iten motivasyon
Oryantalizmin genel kabul görmüş bir tanımı
Oryantalizmle birlikte geçen modernlik ile arasındaki ilişki
Said’in temel tezi
Oryantalistler Said’in görüşlerine katılmama sebepleri
Seyahatname edebiyatı ile oryantalizm arasındaki ilişki
Oryantalizmin Osmanlı İmparatorluğuna bakışında diğerlerinden farklı olduğu taraf
Oryantalizmin zihin dünyasında İslam
Batı zihninde teşekkül eden Osmanlı imgesi
Türk despotizmi ve bu söylemi ortaya çıkaran gerekçeler
Batı toplumu, Doğu toplumu, İslam toplumu, Osmanlı toplumu
Gerçek Doğu ile oryantalistlerin ürettiği Doğu imgesi arasında bir uçurum var
Osmanlı-Bilim dünyasında şerh edebiyatı ile ilgili
Akli ilimlerin medreseden kaldırılması iddiası
Rönesansı başlatan doğulu alimler

Arebeskin sosyal ve kültürel temelleri

02:00 Arabeskin Anlatılmamış Hikayesi
03:00 Arabesk Nedir, Nasıl Ortaya Çıktı?
04:00 Arabesk Müzik Türkiye'de Ne Zaman Ortaya Çıktı?
11:00 Arabesk İle Gecekondu ve Göç Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
13:30 Arabesk Hitap Ettiği Kitle Bakımından Caz ve Blues İle Kıyaslanabilir mi?
16:00 Arabeskin Gelişmesinde Almanya'nın Nasıl Bir Katkısı Oldu?
19:00 Türk Müziğinin Benzersiz Bir Türü: Arabesk
27:00 Mısır'ın Müzik Dünyasındaki Yeri ve Etkisi
31:00 Arap Müziği Türkiye'yi Nasıl Etkiledi?
38:00 Arabeskin Anlatılmamış Hikayesi

ismailgulec.net