Gazi Evrenos Bey Türbesi

Eh böyle mamur ve bayındır bir şehir olur da şiir ve kültür olmaz mı, olmuş tabi. Osmanlılarda en çok şair çıkaran merkezlerin sıralandığı listede 15. sırada. İmparatorluk sınırlarını düşününce bunun ne demek olduğu daha iyi anlaşılıyor. Meşhur Aşık Çelebi’miz bu beldeden hiçbir zaman sadece ismiyle bahsetmemiş, “münbit-i şuarâ ve maden-i zurefâ” veya “mecma-ı şuarâ vü menba-ı zurefâ” diye bahsetmiş.

Gazi Evrenos Bey

Türbesini ziyaret ettiğimiz Gazi Evrenos Bey ömrünü seferlerde geçirmiş, Orhan Gazi, I. Murad, I. Beyazıt, fetret ve Çelebi Mehmet Devirlerini görmüş çok tecrübeli ve büyük bir kumandan idi. O yüzden tarih kitapları ondan bahsederken “Melikü’l-guzât ve’l-mücâhidîn” unvanını eklerler isminin hemen önünde. Eskilerin deyimiyle muammerûndan, yani uzun ömür sürenlerden. 1417 yılında vefat ettiğinde yaşı yüzü aşkın imiş.

Büyük Gazi fethettiği ve kurduğu bu şehirde vefat edince onun için Selçuklu tarzında büyük bir türbe inşa etmişler. Ancak o türbe günümüze kadar ulaşamamış maalesef. Mevcut türbenin Selçuklu tarzıyla pek ilgisi yok, çok yeni. T tipinde, duvarları eski resimlerinden anladığım kadarı ile biriket ile örülmüş ve sıvanmış. Pencereleri çok hoş, tek geniş kemer altında iki dar ve uzun kemerli iki pencere var. Giriş kısmı sağlı sollu uzun ve zemin katı var. Ön tarafın altında bir yer olup olmadığını anlayamadım.

Kapısına kadar gidip içine giremediğimiz türbe uzunca bir süre fabrika olarak kullanılmış. Yakın dönemlerde Yunanlılar restore etmişler. Restore ederken de Gazi Evrenos Bey’in mezarını açmışlar ve kemiklerini Karaferye Eforluğuna nakletmişler. Halen orada olduğunu söylüyor Heath Lowry. Biz gittiğimizde kapalı idi, yoldan geçen birine sorduğumuzda türbebin anahtarının olduğu kişiyi tanıdığını söyledi ve aradı ama tatil günü olduğu için gelip açamadı. Biz içeri giremeseke de pencerelerden bakmayı ihmal etmedik.

Gazi Evrenos Bey’in mezarının bulunduğu yer, camdan görebildiğimiz kadarı ile girişin hemen sol tarafında taş basamaklarla inilen zeminden bir kat aşağıda. Kazı çalışmaları görülecek şekilde bırakılmış. Zeminin içeri bakan duvarında tezyinatlar görülüyor. Yerde ise mermer lahite benzer bir şey var, temiz olmasından yeni olduğunu düşündüm. Bahçesi ise çok bakımlı değildi maalesef.

Giriş kapısının üzerindeki çerçevelenmiş mermer kitabe üzerinde çok güzel sülüs hatla şu ibare yazılmış:

Mücâhidîn-i mümtâz-ı İslâmiyyeden el-Hac Gazi Evrenos Bey türbe-i şerifesini tecdîden inşâsı, 1326-1328. (1908-1910)

Bu kitabeden de anlaşıldığı üzere Evrenos Bey için yapılan Selçuklu tarzındaki türbe zaman içinde yıkılmış yahut yıkılmaya yüz tutmuş olmalı ki yenilenmiş. Ancak bu haliyle de türbe olmaktan oldukça uzak bir görüntüsü var. Lowry’nin de işaret ettiği gibi burası bir müzeden çok kültür merkezi veya konferans salonuna benziyor.

Yunan hükümetleri son yıllarda ayakta kalan Osmanlı binalarını arkeolojik hizmetleri adı altında korumaya aldı. Yenice’de Gazi Evrenos ve torunlarının türbeleri, yakınlardaki saat kulesi, Gazi Evrenos Hamamı, yıkık durumdaki Ahmed Bey Camii, Abdullah-ı İlâhî Hamamı, daha önce Evrenosoğlu Ahmed Bey’in mezarı olduğu söylenen XV. yüzyıldan kalma bir kubbeli mektep, İskender Bey Camii’nin harabesi ve 1949’dan itibaren Saint Paraskevi Kilisesi’ne dönüştürülen, daha önceki Şehreküstü mahallesinde yer aldığı bilinen bir türbeleri koruma altına almışlar. Gazi Evrenos Bey Türbesi ile Saat Kulesi’ni restore etmişler ama diğerlerinde bir şey göremedim.

Abdullah-i İlahi Türbesi

Yenice’nin önemli misafirlerinden biri de Anadolu’da ve Balkanlarda nakşıbendiliği yayan Abdullah-ı İlahî’dir. Şemseddin Ahmed Bey’in davetiyle geldiği Yenice’de 1491’de vefat eden Abdullah-ı İlâhî’nin türbesi Evrenosoğlu’nun torunu Şemseddin Ahmed Bey’in yaptırdığı Ahmet Bey Camiinin arkasında imiş. Bu türbe daha sonra Büyük Tekke adıyla bilinecek bir yapıya dönüşmüş. Ancak camii koruma altına alındığı ve bahçesine girilmesine izin verilmediği için girip bakamadık. Ahmet Bey Camii şehrin en büyük camii olmalı ki ona Ulu Camii de derlermiş. Cami hem 1., hem 2. Dünya savaşları esnasında tahrip edilmiş. Etrafı tel örgü ve tahtalarla çevrili ve içeri girilmiyor. Bahçesi de otlardan ve çalılardan yürünmeyecek halde.

Abdullah-i İlahi ile ilgili birkaç cümle kurmalıyım. Hazret, Nakşibendiyye tarikatının Anadolu ve Rumeli’de yayılmasına öncülük eden büyük bir mutasavvıf, âlim ve şair. Ancak onun Nakşiliği günümüzde yaygın olanlardan farklı, Horasan Nakşiliği. Biraz rind ve biraz da melami meşrep olduklarını söylemekle iktifa edelim.

Abdullah-ı İlahî’nin kabri üzerine inşa edilen türbe ve tekke de Nakşibendî tarikatının Balkanlar’a yayılmasını sağlayan merkez olmuş. Vefatından sonra büyük bir ziyaret yeri olmuş. Bu mübarek insanı uzaktan da olsa selamlayıp dualarımızı ettik. Mevlam kabul etsin ve yerine ulaştırsın. Amin.

Saat Kulesi

Gazi Evrenos Bey’in türbenin az ilerisinde yolun ortasında olduğu için uzaktan da görülen saat kulesini görmeden ayrılmak olmazdı. 1754’te Evrenosoğlu Şerif Ahmed Bey tarafından büyük dedesi Ahmed Bey’i türbesinin hemen önüne inşa edilmiş.  Kulenin kitabesindeki şiiri de şöhret bulmayan şairlerden Ferîd yazmış. II. Dünya Savaşında Almanların açtığı ateşlerle duvarları delik deşik olan türbe de onarılmış ve yıkılan üst kulesi de yeninden yapılmış. Ahmed Bey’in türbesinin yerinde ise park ve cadde var. 





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Diyar-ı Rum'a ne zaman Türkiye denildi?

02:00 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
03:00 Selçuklu Türkmenleri Anadolu'ya Ne Diyorlardı?
04:30 Anadolu'nun Adı Nereden Geliyor?
06:30 Türk Sultan ve Meliklerinin Rum Adını Değiştirmelerinin Nedeni Nedir?
08:30 "Rum" Kelimesi Coğrafi mi Yoksa Siyasi Bir İsim mi?
10:30 Diyar-ı Rum Nasıl Türkiye'ye Dönüştü?
13:30 Türkiye Adı İlk Defa Ne Zaman Kullandı?
16:15 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
19:30 Türkler Anadolu'nun Türkleşmesini Nasıl Başardı?
23:00 "Türklerin Gelmesiyle Anadolu Ciddi Bir Şekilde Kalkınıyor"
29:00 Türkler Geldiğinde Anadolu'da Nasıl Bir Yaşam ve Kültür Vardı?
34:00 Türkler Anadolu'ya Yerleşip Çoğaldıkça Yerli Halka Ne Oldu?
38:00 Gayrimüslimlerin Müslümanlaşmasında En Önemli Etken Nedir?
44:30 Türkiye Adının Yaygınlaşmasında Seyyahların Rolü Oldu mu?

Semazenlik ve Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı

02:00 Sema Nedir, Semazen Nedir?
03:45 Sema Eğitimi ve Semazenlik
09:00 Mevlana Zamanında Sema Var mıydı?
13:00 Hangi Tarikatlarda Sema'ya Benzer Bir Uygulama Vardır?
14:30 Sema, Mevlana'dan Sonra Bugünkü Halini Nasıl Aldı?
18:20 Semazen Olmak İçin Bir Şart Var mıdır?
21:00 Sema Gösterisi Neden Yapılır?
25:15 Semazenlerin Başları Neden Dönmez?
29:00 "Mevlevi Mukabelesi Bize Hayatın Kendisini Öğretir"
34:00 Semazenlerin Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı Nedir?
40:00 Sema Hareketlerin Sembolik Anlamı Nedir?
46:00 Semazenlerin Harektleri Ne Anlama Gelir?

ismailgulec.net