Çaya ve çayyaşlara dair

O günden beri çay dervişler arasında yaygındır, her ne kadar Türkiye’ye geç gelmiş olsa da. Hatta dervişleri uyanık ve zinde tuttuğu için "Evliya Çorbası" da denir.

"Çay içelim, çay içelim

Nefsü hevadan geçelim"

diye ilahiler bile var.

Çay içerim çünkü sıradan insanların mutluluk kaynağıdır. Öğrenciler sever, işçiler sever, öğretmenler sever, memurlar sever, bekçiler sever, gece çalışanlar sever, inşaatta çalışanlar sever, hamallar sever, şoförler sever, dilenciler sever, evi olmayanlar sever, yolda kalanlar sever, karnı doyanlar sever, canı sıkılanlar sever, uykusu kaçanlar sever, hastalar sever, fakirler sever, ezilmişler sever, tüm garibanlar ve kimsesizler sever.

Çay içmenin vakti zamanı olmaz. Bulduğun zaman, gördüğün zaman, düşündüğün zaman, yapacak işin olmadığı zaman, yapacak işin olduğu zaman, tembel tembel otururken, çalışırken, uyurken, uyanıkken, ayakta iken, oturur iken. O yüzden vücudumuzun yüzde yetmiş beşi çaydır bizim. Çayımız kan renginde olduğu gibi kanımız da çay rengindedir.

Sıradan insanların hayatı mücadele ile geçer. Simit ve peyniri çayla yiyebilmenin mücadelesidir bu. İnsanın kendi kendine çay demlemesi sonra bekleyip onu içmesi başlı başına bir mücadele değil midir? Çünkü insan ancak çay içerek bir şeyleri düzeltebilir. Bir insanın içinde çay yoksa, o insan kemali ve cemali anlamaktan acizdir. Bir kere çayı seven ve içen, içtikten sonra da çay içtiği için mutlu olan adamdan zarar gelmez.

Çay gariptir ama yalnızlığı sevmez. Çay yarla içilir, yaranla içilir. Şairin dediği gibi;

Geleydin bir çay içimi,
Sen çay dökerdin, ben de içimi.

Çünkü aşık çayı sevdiğiyle içmek ister. Sevgili gitmesin diye de yudum yudum içer. Masada sadece çay bardaklarını ve sevdiğinin ellerini görmek ister. Bir güzel gördüğünde de çay içtiği birisinin olup olmadığını merak eder.

Çayın, Oğuz Atay’ın deyişiyle, yalnızlığa iyi gelen bir tarafı da vardır. O gariplerin hemdemi ve hemderdidir. Çünkü o da dertlidir. Karalığı dertli olmasındandır. Bu yüzden yeşili ile, bitkilisi ile yârenlik olmaz.

İyi çay derviş gibidir, yavaş yavaş demlenir. O yüzden sallaması makbul değildir. Dervişin içtiği sadece çay değil, aynı zamanda hikmettir. Bekleyen her şeyin soğuduğunu ve acıdığını dervişe öğreten çaydır. Acıyacak kadar bir yerde beklemez, çul çürütmez.

Dervişe düşen dua etmek, şükr etmek, hamd etmek ve çay içmek.

Madem öyle, ne duruyoruz!

Birde kalma, dörde kanma, altı say
Ârif isen içmelisin demli çay

Vir salâti Mustafâ’ya Kanberî
Demli çây hâzır içen gelsin beri. (Mahmut Kaya hocamızdan)





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Oryantalizmin Zihin Dünyası, Ötekileştirmenin İdeolojisi ve Edward W. Said

Kitap kapağındaki görselin hikayesi
Oryantalizm hakkında yazılmış çok kitap ve çalışma varken böyle bir çalışmay yapmaya iten motivasyon
Oryantalizmin genel kabul görmüş bir tanımı
Oryantalizmle birlikte geçen modernlik ile arasındaki ilişki
Said’in temel tezi
Oryantalistler Said’in görüşlerine katılmama sebepleri
Seyahatname edebiyatı ile oryantalizm arasındaki ilişki
Oryantalizmin Osmanlı İmparatorluğuna bakışında diğerlerinden farklı olduğu taraf
Oryantalizmin zihin dünyasında İslam
Batı zihninde teşekkül eden Osmanlı imgesi
Türk despotizmi ve bu söylemi ortaya çıkaran gerekçeler
Batı toplumu, Doğu toplumu, İslam toplumu, Osmanlı toplumu
Gerçek Doğu ile oryantalistlerin ürettiği Doğu imgesi arasında bir uçurum var
Osmanlı-Bilim dünyasında şerh edebiyatı ile ilgili
Akli ilimlerin medreseden kaldırılması iddiası
Rönesansı başlatan doğulu alimler

Arebeskin sosyal ve kültürel temelleri

02:00 Arabeskin Anlatılmamış Hikayesi
03:00 Arabesk Nedir, Nasıl Ortaya Çıktı?
04:00 Arabesk Müzik Türkiye'de Ne Zaman Ortaya Çıktı?
11:00 Arabesk İle Gecekondu ve Göç Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
13:30 Arabesk Hitap Ettiği Kitle Bakımından Caz ve Blues İle Kıyaslanabilir mi?
16:00 Arabeskin Gelişmesinde Almanya'nın Nasıl Bir Katkısı Oldu?
19:00 Türk Müziğinin Benzersiz Bir Türü: Arabesk
27:00 Mısır'ın Müzik Dünyasındaki Yeri ve Etkisi
31:00 Arap Müziği Türkiye'yi Nasıl Etkiledi?
38:00 Arabeskin Anlatılmamış Hikayesi

ismailgulec.net