Özgeçmiş
...
Aralarında mektupların de yer aldığı Osmanlı nesri genel kabule göre kabaca sade, orta ve süslü olarak üç başlık altında incelenir. Halkın konuştuğu dilde yazılan sade nesrin en büyük özelliği dilinin anlaşılır olması ve söz sanatlarının bulunmayışıdır. Masallar ve halk hikayeleri genellikle sade nesirle kaleme alınırlar. Orta nesir ilkine göre kelime hazinesi daha zengindir ve cümleleri daha uzundur. Dini kitaplar, menkıbevi İslam tarihleri, fütüvvetnâmeler, menâkıbnameler, halkın okuduğu tasavvufi eserler, cenknameler, ahlak kitapları bu tür metinlere örnek olarak verilebilir.
Bedi nesir olarak da isimlendirilen süslü nesirde Arapça-Farsça kelimelerle bu dillere ait özellikler bulunur. Cümleler sıfat-fiil ve zarf-fiillerle bazen sayfalarca uzatılır, simetrik terkiplerle ve çok defa eş anlamlı ve secili kelimelerle cümleler tekrar edilir. Arapça-Farsça ve belagat bilinmeden bu metinlerin anlaşılması pek mümkün değildir.
Bu üçünün yanında bir dördüncü türden de bahsedilir: Ağdalı nesir. Bunlar; Arapça-Farsça kelimelerin yoğun olduğu, pek bilinmeyen kelimelerin ve uzun tamlamaların yer aldığı, secili, bilgi verme amacı gütmeksizin sanat kaygısıyla kaleme alınan metinlerdir.
Süslü nesir örneği olarak mektup
Mektuplar her ne kadar kullanmalık metinler olsalar da Osmanlı nesrinde inşâ yani süslü hatta ağdalı nesir içinde yer alır. Aslında mektup insanların özel hayatını ilgilendirdiği için doğrudan doğruya edebi tür olarak kabul edilmez. Ancak mektup yazanlar muhataplarına verdiği değeri yazdıkları mektupta göstermek isterler. Bunun için de ellerinden gelenin en güzelini yapmaya çalışırlar ve yazabilecekleri en güzel metni kaleme almak için gayret ederler. Bu gayretlerin sonucunda mektuplarda dil, üslup, kompozisyon ve belli derecede kurmaca özellikler yer alır.
Herkesin bu türden itinalı bir dil ve üslupla mektup yazmaya gücünün yetmeyeceğini söylemeye gerek yok. Bu tür mektupların kimlere nasıl yazılması gerektiğini açıklayan öğretici mahiyette eserler yazılmıştır. Münşeat veya inşa mecmuaları adı verilen bu eserler en güzel mektup örnekleri ile doludur.
Mektup yazmak için birçok nedenimiz vardır. Mektupları bu nedenlere göre isimlendiririz: Tebrik mektupları, taziye mektupları, dini ve milli bayram kutlama mektupları, hatırlatma mektupları, talep mektupları, açıklama mektupları gibi.
Aynı nedenle yazılmış olsa bile her mektup aynı şekilde yazılmaz, mahiyeti muhataba göre değişir. Bir babaya yazılan bayram tebriki ile bir hocaya yazılan bayram tebriki aynı değildir. Bir arkadaşa yazılan bayram tebriki ise ikisinden de farklıdır. Ne demek istediğimi bir örnek üzerinden göstermeye çalışayım.
Mektup örnekleri
Bir arkadaşımıza yazdığımız yıl başı tebrik örneği:
Dâder-i vefâ-şiârım Ercan Beyefendi Hazretleri,
Bir takım nümâyişler, alkışlar ile zâid-i teâbir ve tavsîfât ve birçok teşbîhât, kinâyât ile zevkyâb olmak kulûb-ı âliye ashâbı için azâb-ı vicdânî demek olduğunu bildiğimden nâşi bu vâdîde bast-ı mukeddemâtdan sarf-ı nazar edilerek şeref-hulûl eden sâl-ı cedîd-i meyâmin-i bedîdin tebrîki vesîlesiyle izdiyâd-ı ikbâl u saâdetiniz için kalben tekrâr eylediğim temenniyâtı arz ile kesb-i fahr eylerim. Uhuvvetimizin derecesi malûm-ı âlîleri olduğundan nâşî muhabbetinizin nezd-i âcîzîde ne derece kıymetdâr olduğu ve ifâdâtımın ne mertebe mukârin-i hulûs bulunduğu meczûm-ı dâderîleridir. Benâberîn, sene-i cedîdenin hakk-ı âlî-i birâderîlerinde de mesûd ve mübârek olmasını Cenâb-ı Hak’dan ricâ eylediğimi arz ve bu vesîle ile tab-ı vâlâ-yı dâder-i ekremîlerini istifsâr ve teveccühât-ı birâderîlerinin istibkâsını temennî eylerim.
Biraderiniz İsmail
Aynı tebriği bir büyüğümüze yazacağımız zaman şöyle kaleme alırız.
Velinimetim efendim hazretleri,
Kalbimin en ulvi bir mahallinde mahfûz mahfaza-ı ihtirâm olan iltifât ve inâyetinizden mütehassıl şükrânımı sene-i cedîde gibi eyyâm-ı mübârekenin hulûliyle takdîm etmek bendenizce bir vazîfe-i mukaddesedir. Hakk-ı âcizânemde her an ibzâl buyrulan inâyât ve eltâf-ı mun’imânelerinden dolayı takdîm-i teşekkürâta şeref-hulûl eden sene-i cedîdin tebrîk ve hakk-ı âlilerinde mesûd ve mübârek olması temenniyâtında bulunduğumun vesîle-i hasene ittihaz kılınmış olmakla medâr-ı izz u rif’at bildiğim teveccühât-ı bende-perverîlerinin bekâsını recâ ve ubûdiyyet-i mahsûsamı hürmet-i kemâl ile takdîm eylerim.
Bende-i dâîniz İsmail-i Hakîr
Mektubun bölümleri
Mektuplara baktığımızda şu bölümlerden oluştuğunu görürüz:
Velinimetim efendim hazretleri,
Kalbimin en ulvi bir mahallinde mahfûz mahfaza-ı ihtirâm olan iltifât ve inâyetinizden mütehassıl şükrânımı sene-i cedîde gibi eyyâm-ı mübârekenin hulûliyle takdîm etmek bendenizce bir vazîfe-i mukaddesedir.
Hakk-ı âcizânemde her an ibzâl buyrulan inâyât ve eltâf-ı mun’imânelerinden dolayı
takdîm-i teşekkürâta şeref-hulûl eden sene-i cedîdin tebrîk ve hakk-ı âlilerinde mesûd ve mübârek olması temenniyâtında bulunduğumun vesîle-i hasene ittihaz kılınmış olmakla medâr-ı izz u rif’at bildiğim teveccühât-ı bende-perverîlerinin bekâsını recâ ve ubûdiyyet-i mahsûsamı hürmet-i kemâl ile takdîm eylerim.
Bende-i dâîniz İsmail-i Hakîr
Peki biz bugün ne yapacağız? Artık elimize kağıt kalem alıp mektup yazmıyoruz. Ama klavyenin tuşlarına basarak e-postalar yazıyoruz. Bunun kalem kağıt ile mektup yazmaktan ne farkı var?
Büyük devletler vatandaşlarının yazdıkları mektuplarından anlaşılır. Bir mektup inşa eden Süleymaniye Camii de inşa eder, vesselam.
[“Bizden evvelkiler nasıl mektup yazardı?” Tanpınar Zamanı Yıllık Edebiyat ve Fikir Sanat Dergisi II/2 (2018), s. 6-7.]
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
02:00 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
03:00 Selçuklu Türkmenleri Anadolu'ya Ne Diyorlardı?
04:30 Anadolu'nun Adı Nereden Geliyor?
06:30 Türk Sultan ve Meliklerinin Rum Adını Değiştirmelerinin Nedeni Nedir?
08:30 "Rum" Kelimesi Coğrafi mi Yoksa Siyasi Bir İsim mi?
10:30 Diyar-ı Rum Nasıl Türkiye'ye Dönüştü?
13:30 Türkiye Adı İlk Defa Ne Zaman Kullandı?
16:15 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
19:30 Türkler Anadolu'nun Türkleşmesini Nasıl Başardı?
23:00 "Türklerin Gelmesiyle Anadolu Ciddi Bir Şekilde Kalkınıyor"
29:00 Türkler Geldiğinde Anadolu'da Nasıl Bir Yaşam ve Kültür Vardı?
34:00 Türkler Anadolu'ya Yerleşip Çoğaldıkça Yerli Halka Ne Oldu?
38:00 Gayrimüslimlerin Müslümanlaşmasında En Önemli Etken Nedir?
44:30 Türkiye Adının Yaygınlaşmasında Seyyahların Rolü Oldu mu?
02:00 Sema Nedir, Semazen Nedir?
03:45 Sema Eğitimi ve Semazenlik
09:00 Mevlana Zamanında Sema Var mıydı?
13:00 Hangi Tarikatlarda Sema'ya Benzer Bir Uygulama Vardır?
14:30 Sema, Mevlana'dan Sonra Bugünkü Halini Nasıl Aldı?
18:20 Semazen Olmak İçin Bir Şart Var mıdır?
21:00 Sema Gösterisi Neden Yapılır?
25:15 Semazenlerin Başları Neden Dönmez?
29:00 "Mevlevi Mukabelesi Bize Hayatın Kendisini Öğretir"
34:00 Semazenlerin Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı Nedir?
40:00 Sema Hareketlerin Sembolik Anlamı Nedir?
46:00 Semazenlerin Harektleri Ne Anlama Gelir?