Rüzgara Meydan Okuyan Kale: Buffavento

 

Kale, aşağıdan bakıldığında dikkat edilmezse farkedilmeyecek ve görünmeyecek bir şekilde yapılmış bir kartal yuvası adeta. Beşparmak dağlarının zirvesindeki kayalıkların üzerine inşa edilmiş. Her iki yöne de, hem güneye, geniş Kıbrıs ovasına, hem de kuzeye, Akdeniz’e ve Girne’ye hakim bir noktada. Buranın ikamet edilmek üzere yapılmadığını, bir nevi gözetleme kulesi olarak inşa edildiği hemen belli oluyor. Bir de zor zamanlarda sığınılacak bir yer. Aslan Yürekli Richard 1191’de Kıbrıs’ı fethettiğinde Kıbrıs’ın despot kralının bir müddet bu kalede saklandığı söylenir.

Buffavento, Arapların, Kıbrıs’ı fethetmeye çalıştıkları dönemde Arap fatihleri engellemek, durdurmak ve gözetlemek için 7. asırda inşa edilen üç kaleden ortada olanı ve en yüksek tepeye yapılanı ama en küçükleri. Aynı zamanda kuzeyden güneye geçmek isteyenlerin dağda geçebilecekleri geçiş noktalarını da kontrol edebilecek bir konumda. Batısında St Hilerion, doğusunda ise Kantara kaleleri var. Buffavento her ikisini de görecek bir noktaya kondurulmuş. Bir tehlike anında birbirlerine verdikleri işaretleri görebiliyorlarmış. Buraya çıkınca neden en küçüğü olduğunu daha iyi anlıyor insan.

Alışılmış kalelere pek benzemiyor Buffavento. Dağların ve taşların izin verdiği ölçüde yapılabilmiş, dolayısıyla doğal çevre ile uyumlu. O taşların arasına böyle bir kale yapmak o dönemler için hiç de kolay olmasa gerek. Kim bilir kaç zavallı öldü kale inşa edilirken.

Kale aşağı ve yukarı olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Aşağı kısım Bizanslar tarafından inşa edilmiş. Lusignanlar ise yukarı kısmı inşa etmişler. Ana giriş aşağı kısımda ve her iki tarafına yapılmış iki kule ile korunuyor. İçeri girince birkaç yöne doğru yönelen yollar var ve her biri farklı hizmetler için kullanılan odalara gidiyor. Kemerli olan tarafın yönetim, aksi istikametindeki yerin ise ahır olarak kullanıldığı söylenmekte. Yukarıda ise iki katlı gözetleme kulesi var ve buradan Akdeniz’i değil, açık havalarda Türkiye’yi bile görebilirsiniz. Bakış açısı çok geniş ve manzara seyrine doyum olmayacak şekilde ayaklar altında. Bu arada ben Girne’nin ve civarının neredeyse her bir tarafının bu kadar yapılaştığını bilmezdim. Beşparmak dağlarının eteklerinden denize kadar olan kısım hep yerleşim alanı olmuş.

Kalenin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Bizans dönemi diyenler var, daha sonra diyenler var. Belli ki birkaç kez genişletilmiş, elden geçirilmiş. Gözetleme ve korunma amacıyla yapılan kale Lusignanlar döneminde (1192-1489) hapishane olarak kullanılmış ve Aslan Kale denilirmiş. Venedikler döneminde kıyılar önem kazanında kale terkedilmiş.

Kale alelade bir zindan değilmiş. Daha çok soylular ve şövalyeler hapsedilirmiş. O dönemin cezası kale içindeki zindana atılan soylulara yemek ve su vermemek suretiyle ölüme terketmekmiş. Tabi her zindanda olduğu gibi buradan da kaçmaya çalışanlar olmuş. Kıbrıs kralının karısının kendisini aldattığını söyleyen adamını, iddiasını ispat edememesi üzerine hapsettirmesi ve açlığa mahkum etmesi güzel bir film bile olabilir.

Kalenin birkaç ismi daha var. Kraliçe kalesi ve Yüzbir Evler Kalesi gibi. Bu isimlerle ilgili efsaneler de var. Kraliçe kalesi denmesinin hikayesi şu.

Kalelerin gizemli bir kraliçe tarafından yönetildiği hikayesi anlatılır. Bu hihayenin muhtemelen Afrodit ile ilgili olduğunu yazıyor araştırmacılar. Kale hakkındaki en yaygın hikayelerden biri Tapınak Şövalyeleri dönemine ait. Cüzzama yakalanan bir Bizans prensesi kendisi gibi cüzzam olan köpeğiyle bu uzaktaki kaleye yerleşmiş. Derken köpeğinin iyileştiğini farketmiş. Sebebini merak etmiş ve öğrenmek için takip etmeye başlamış ve onun bir su kaynağında yıkandığını görmüş. Kendisi de aynı şekilde yıkanarak cüzzamdan kurtulmuş. İyileşince dönüş hazırlıklarına başlamış ve o gecerüyasında Ayios Ioannis Chrysostomos’u görmüş. Bu Hrisiyan aziz bir rivayete göre suyun kaynağına bir kilise yapmasını, bir başka rivayete göre ise suyu aşağıdaki kiliseye götürmesini söylemiş. Suyu götürmüş veya kiliseyi yaptırmış ve ölene kadar da orada yaşamış. Öldükten sonra da kiliseye gömülmüş. Kilise, bugün Güngör olarak bilenen köyün üst tarafında ve duvarları hâlâ sağlam. Buna benzer bir hikâye Yalova kaplıcaları için de anlatılır.

Yüzbir evler Kalesi denmesinin nedeni ise kalede yüz bir odanın bulunması. Yüz oda biliniyor ama yüz birinci oda yok. Bulanın bu odada olduğuna inanılan hazineye sahip olacağına inanılıyor. Kim bilir kaç kişi aradı bu kayıp odayı. Alın size bir film konusu daha.

İnsan bu kaleye tırmanırken bile ürperiyor. Allah korusun, ayakları dolaşsa, kaysa kayalardan yuvarlanmaması mümkün değil. Düştükten sonra aşağılarda kaç parça olur Allah bilir. Tırmanırken ve inerken çok dikkat etmek lazım.

Kalbi, tansiyonu, şekeri ve kilosu olanlar çıkmasınlar derim. Çıkanlar da yanlarına mutlaka su alsınlar. Eğer vakitleri varsa sandviç, simit, kurabiye nevinden atıştırmalık bir şeyler de alırlarsa muhteşem manzarayı seyrederek vakit geçirebilirler.

Kaleye çıkmak en az üç saatinizi alır. Çıkıp indikten sonra da başka bir şey yapmaya mecaliniz kalır mı bilmem. Benim kalmadı. Mecalim kalmadı ama aklımın bir köşesinde kayıp oda, bir köşesinde kraliçeyi iyi eden su, bir tarafta açlıktan ölüme mahkum edilenler.

En sonunda düşmeden sağ salim bir şekilde aşağıya indiğim için Allah’a şükrettim.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Diyar-ı Rum'a ne zaman Türkiye denildi?

02:00 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
03:00 Selçuklu Türkmenleri Anadolu'ya Ne Diyorlardı?
04:30 Anadolu'nun Adı Nereden Geliyor?
06:30 Türk Sultan ve Meliklerinin Rum Adını Değiştirmelerinin Nedeni Nedir?
08:30 "Rum" Kelimesi Coğrafi mi Yoksa Siyasi Bir İsim mi?
10:30 Diyar-ı Rum Nasıl Türkiye'ye Dönüştü?
13:30 Türkiye Adı İlk Defa Ne Zaman Kullandı?
16:15 Türkiye'nin Doğuşu ve Türkiye Adının Ortaya Çıkışı
19:30 Türkler Anadolu'nun Türkleşmesini Nasıl Başardı?
23:00 "Türklerin Gelmesiyle Anadolu Ciddi Bir Şekilde Kalkınıyor"
29:00 Türkler Geldiğinde Anadolu'da Nasıl Bir Yaşam ve Kültür Vardı?
34:00 Türkler Anadolu'ya Yerleşip Çoğaldıkça Yerli Halka Ne Oldu?
38:00 Gayrimüslimlerin Müslümanlaşmasında En Önemli Etken Nedir?
44:30 Türkiye Adının Yaygınlaşmasında Seyyahların Rolü Oldu mu?

Semazenlik ve Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı

02:00 Sema Nedir, Semazen Nedir?
03:45 Sema Eğitimi ve Semazenlik
09:00 Mevlana Zamanında Sema Var mıydı?
13:00 Hangi Tarikatlarda Sema'ya Benzer Bir Uygulama Vardır?
14:30 Sema, Mevlana'dan Sonra Bugünkü Halini Nasıl Aldı?
18:20 Semazen Olmak İçin Bir Şart Var mıdır?
21:00 Sema Gösterisi Neden Yapılır?
25:15 Semazenlerin Başları Neden Dönmez?
29:00 "Mevlevi Mukabelesi Bize Hayatın Kendisini Öğretir"
34:00 Semazenlerin Giydiği Kıyafetlerin Sembolik Anlamı Nedir?
40:00 Sema Hareketlerin Sembolik Anlamı Nedir?
46:00 Semazenlerin Harektleri Ne Anlama Gelir?

ismailgulec.net