Özgeçmiş
...
Karacan Büyük Sözlük ve Genel Kültür Ansiklopedisi, Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, Dil Derneği’nin, Türkçe Sözlük’ü, Ali Püsküllüoğlu’nun, Arkadaş Türkçe Sözlük’ü de kelimeyi aynı anlamda kullanan diğer sözlükler. Kelimenin argo olduğu, bugün bu anlamın herkes tarafından bilinmediği, bir devirde moda olabileceği, dolayısıyla yeniden düzenleneceği, yani kaldırılacağı söylenerek tartışmalar bitirilmeye çalışılmış, ortalık sakinleştirilmiş.
TDK’nın açıklamasında yer alan sözlüklerden başka sözlüklerde de kelimeye baktım. Yaşar Çağbayır’ın hazırladığıson derece kıymetli bir sözlük olan Orhun Yazıtlarından Günümüze Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı Ötüken Türkçe Sözlük’te (İstanbul: Ötüken Yayınları 2007) kelime şu şekilde açıklanır.
Müsait, -di [Ar. müsâ’ade>müsâ’id (müsa:it) {OsT} sf. 1. Yardım eden; yardımcı olan. 2. Bir şeyin yapılmasını veya olmasını mümkün kılan; elverişli; uygun. 3. Anlayışlı; kafa dengi. 4. (Kadın için) flört etmeye yatkın olan; arkadaşlık için kolaylık gösteren.
Mertol Tulum’un editörlüğünü yaptığı Kamus-ı Türki’nin genişletilmiş baskısında (Tulum, M. (Edt.)(1985). Temel Türkçe Sözlük Sadeleştirilmiş ve Genişletilmiş Kâmûs-ı Türkî (2.cilt). İstanbul: Tercüman Gazetesi/Yapı-Kredi Bankası.) kelimenin anlamına aslında olmayan bir anlamı ilave edilmiş ve şu şekilde verilmiş:
MÜSÂİT (müsâ’id) s. Ar. 1. Yardım eden, yardımda bulunan Meclis âzâsından biri bana müsâit bulundu (yardım etti). 2. Müsâde eden, bir işi mümkün kılan, yapılabilir hâle koyan, elverişli: İktidâr-ı mâliyyesi (mâlî gücü) araba kullanmasına müsâit değildir. Sıhhatim müsâit ola idi ava çıkacaktım. * 3. Flört etmeğe eğimli olan (kız). //nâ- , gayr-ı müsait: Bir işi imkansız ve güç duruma sokan, zorlaştıran; “elverişsiz.”: Bu arâzi güzel bir bahçe yapmağa na-müsâit, gayr-ı müsâittir.
Pars Tuğlacı’nın sözlüğünde ise (Tuğlacı, P. (1995). Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük (Cilt 4 M-R). İstanbul: ABC Kitabevi Yayın & Dağıtım A. Ş.) kelime aynı anlamı bu defa kadın-erkek ayırımı yapmadan verilmiş.
Müsait, s. Osm. < Ar. su’ûd > müsâ’ade > müsâ’id. 1. Bir şeyi mümkün kılan, kolaylaştıran, elverişli, uygun. [ing.Favorable, convenient; Fr. Favorable, convenant, -ante]; 2. (Geniş anl.) Anlayışlı, kafa dengi; 3. tkz. Flörte eğilimi olan. 4. esk. Yardım eden.
Dil Derneği Türkçe Sözlük’te (Ankara: Ertem Basım Yayın Ltd. Şti. 2005) kadın yine yer alıyor.
müsait öna. Ar. 1. Uygun, elverişli: Müsait bir gün geleceğim. 2. tkz. Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın).
Ali Püsküllüoğlu sözlüğünün 7. baskısında (Ankara: Arkadaş Yayınevi, 1999) kelimeyi güncellemiş ve tartışmalara neden olan anlamı sözlüğünden çıkarmış.
Mehmet Doğan (Doğan Büyük Türkçe Sözlük (Türkçe/Osmanlıca/Yabancı dillerden Türkçeye Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler. İstanbul: Pınar Yayınları, 2005) ise diğerlerinden farklı olarak kelimeye genel olarak anlaşılacak şekilde meyilli anlamını vermiş, ama neye meyilli olduğunu belirtmemiş.
Konu kadınlar üzerinden tartışıldığı için önüme büyük sözlüklerden birini aldım ve açıklamasında kadınlara has olduğu ifade edilen olumsuz anlamı olan başka kelime var mı, diye bakayım dedim. Kısa bir araştırmadan sonra karşıma çıkan bazı kelimeler ve açıklamaları:
acūze : Kocakarı, huysuz, suratsız yaşlı kadın.
âlufte : İffetsiz (kadın), âşifte,
âşufte : Baştan çıkmış, hafifmeşrep, ahlâksız kadın.
Baldır bacak: (Kadınlar için) Bacakları meydanda, açık saçık.
Bitli kokuş: Kirli, pis, pasaklı (kız veya kadın).
boynuzlanmak. (Karısı veya yakını olan bir kadın tarafından) Başka bir erkekle aldatılmak.
Cadaloz: Şirret, hırçın [Daha çok kadınlar için kullanılır]
Yollu :Hafif, ahlâkı sağlam olmayan, kolayca elde edilebilen kadın.
Örnekleri çoğaltmak mümkün, böyle daha yüzlerce kelime var. Peki bütün bu kelimeleri de aynı şekilde düzeltecek miyiz? Fakat şunu da belirtmeliyim.
Kanaatim bu tür tartışmaların insanlarda günlük konuşmalarında cinsiyet ayırımı konusunda daha dikkatli olmalarını sağlaması bakımından faydalı olduğudur. Özellikle kelimelerin kullanımlarına dair örnek verirken daha dikkatli olunmalıdır. Sözlüklere müdahale bahsine gelince; sözlükçüler kelimelerin anlamlarını değiştirmek hakkına sahip değillerdir, sadece var olan anlamlarını tespit etmeye ve açıklamaya çalışırlar. Günlük dilde kelimenin öyle bir anlamı varsa o şekilde yazmak zorundalar. O zaman soruyu şöyle soralım: Türkçeyi kullananlar arasında müsait kelimesini o anlamda kullananlar var mı? Bu soruya vereceğiniz cevaba göre sözlükte olup olmamasına karar verebiliriz.
Kelimelerin temel anlamı, yan anlamı, mecaz anlamı, kinayeli anlamı, galat anlamı ve argo anlamı olmak üzere bağlamına göre bir çok anlamı olur. Ayrıca kullanıldığı yöreye, üzerinde konuşulan konuya, konuşan kişiye, cinsiyete ve Türkiye örneğinde millete göre farklı anlamları da olur. Sıradan bir kelime erkekler arasında kullanıldığında farklı, kadınlar arasında kullanıldığında da farklı anlamlara gelebilir. Argo sözlükleri bunun örnekleri ile dolu. Dolayısıyla kelimelerin anlamlarını değerlendirirken bağlamı da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Son söz: Kelimeleri özgür bırakalım. Bırakalım istedikleri anlama gelsinler. Beğenmezsek kullanmayız vesselam.
Yeni Şafak, 25 Mart 2015, s. 17.
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
02.00 Mehmet Akif Ersoy'un Musiki Yönü ve Bestelenmiş Şiirleri
03:15 Mehmet Akif Ersoy'un Musiki İle İlişkisi Nasıl Başladı?
07:00 Mehmet Akif Ersoy'un Musiki Yönü
08:30 Mehmet Akif Ersoy İle Neyzen Tevfik Nasıl Tanıştı?
11:00 Mehmet Akif Ersoy'un, Neyzen Tevfik İle Olan Dostluğu
15:15 Mehmet Akif Ersoy, Musiki Alanında Kimlerden Ders Aldı?
18:15 Mehmet Akif Ersoy'un Musiki Yönü
21:10 "Mehmet Akif Ersoy, Ölmeden Önce Musiki Üstadı Olarak Tanınıyordu"
27:30 "Musiki, Tüm Varlığın Anladığı Bir Dildir"
30:30 Mehmet Akif Ersoy'un Musiki Meclislerindeki Rolü
33:15 "Mehmet Akif Ersoy, Musiki Meclislerine Değer Katan Bir Kişiliktir"
37:30 Mehmet Akif Ersoy'un "Sait Paşa İmamı" Şiiri ve Bestelenme Öyküsü
Müzekki’n-Nüfus’un en çok okunan halk kitapları arasında olmasının nedeni rehber kitap olması, dilinin sade ve anlaşılır olması, inşa edilmeye çalışılan milleti irşat etmesi.
Sanat endişesinden uzak, müridlere doğrudan doğruya tasavvufî-ahlâkî hakikatleri anlatma gayesini taşıyan Müzekki’n-nüfûs, geniş halk tabakasının kolayca anlayabileceği şekilde sade bir Türkçe ile yazılmış ve tasavvufun halk arasında yayılmasında önemli hizmet görmüştür. Müellifin Osmanlı döneminde Anadolu’da kurulan ilk tarikatlardan biri olan Eşrefiyye’nin pîri olması dolayısıyla kitabın Türk tasavvuf ve düşünce tarihinde ayrı bir yeri vardır. Yeni sayılabilecek herhangi bir görüşe yer verilmemekle beraber tasavvufun temel konularıyla tarikat terbiyesinin esaslarını başarılı bir üslûpla özetleyen Müzekki’n-nüfûs, yazıldığı devirden itibaren Muhammediyye ve Envârü’l-âşıkīn gibi geniş halk toplulukları tarafından benimsenmiş, daha sonraki devirlerde kaleme alınan bu tür eserlere örnek teşkil etmiştir.