Romantizma

- Örtmenim, örtmenim!

- Örtmenim değil yavrum, öğretmenim.

- Öğretmenim,

- Efendim yavrum.

- Bir sorum var.

- Sor kızım.

- Romantizm nedir öğretmenim?

- Evet çocuklar. Arkadaşınızın sorusunu duydunuz. Kim cevap vermek ister?

- Örtmenim duyamadık.

- Soru tam olarak neydi?

- Ormantizma gibi bir şeydi sanırsam.

- Yok evladım ne ormantizması. Kızım sorunu tekrar eder misin? Arkadaşların iyi duymamış.

- Peki öğretmenim. Sorum şu arkadaşlar. Romantizm nedir?

- Ben biliyorum öğretmenim.

- Aferim evladım, hadi söyle bakalım.

- Örtmenim romantizma komşumuz Hülya teyzenin ayaklarında olan bir şey.

- Halhal gibi mi?

- Bırakın zevzekliği şimdi. Kızım nereden çıkardın şimdi bunu.

- Nerden olcek örtmenim. Dün akşam bize oturmaya gelmişlerdi Hülya teyzeler. Annemle konuşurken duydum.

- Yanlış anlamışsın kızım. Hülya teyzenin ayaklarında olan romatizma.

- Hıı. O zaman romantizma ne öğretmenim?

- Romantizma değil, romantizm. Peki çocuklar. Elif de bilmiyormuş arkadaşınızın sorusunu. Bilen var mı?

- Melih bilir öğretmenim.

- Melih mi? Melih, söyle bakalım romantizm nedir?

- Söylemesem öğretmenim.

- Bilmiyor musun?

- Biliyorum ama biraz uzun sürer.

- Olsun sen anlat. Vakit var zilin çalmasına daha, biz dinleriz.

- Peki öğretmenim. Kadını pile benzetirsek romantizm de onun şarjıdır öğretmenim.

- Nereden biliyorsun bunları sen bakim

- Babam anneme derken duydum. Babam anneme aşıkmış. Annem de babamın aşkıyla ayakta duruyormuş felan.

- Ne kadar güzel. Hain herif, bak milletin kocası ne güzel şeyler söylüyor karısına. Sen de Allah için bir çift güzel söz söylesen ölür müsün?

- Efendim öğretmenim, bir şey mi dediniz.

- Yok oğlum, kendi kendime konuştum da.

- Bizim bu öğretmen deli mi Elif? İnsan kendi kendine konuşur mu?

- Şşşşt. Öğretmen bize bakıyor, susalım.

- Çocuklar aranızda konuşmayın bakim. Evet Melih, nerede kalmıştık.

- Romantizm pilli bir şeydir öğretmenim.

- Ne demek şimdi o?

- Bitince değiştirirsin demek. Yeniden kullanamazsın.

- Bunu da babandan öğrendin? İlginç adammış senin baban. Şimdi pil ile romantizm ile arasında ne ilgi var bunun. Onu anlamadım.

- Anlatayım. Şimdi bir erkek bir kız görür.

- Ee.

- Ondan hoşlanır.

- Ee.

- Onun peşinden koşar.

- Sonra.

- Kız da ondan hoşlanır.

- Sonra.

- Büyüklere haber verirler.

- Büyükler kim?

- Annelerine, babalarına.

- Sonra.

- Onlar da izin verirler ve düğün yaparlar.

- Nasıl yani?

- Oğlan damat olur, garson gibi giyinir.

- Damatlar garson gibi giyinmezler evladım, onun adı damatlık.

- Ne bileyim ben. Babam öyle dedi geçen gün bir damadı görünce.

- Senin baban hakikaten ilginçmiş. Ee sonra.

- Kız da gelinlik giyer. Boyunlarına bir şey atarlar. İnsanlar para takarlar ona.

- Evet. Bizde evlenenlere yardım etmek güzel bir adettir.

- Sonra düğün biter. Bazı düğünlerde kavga oluyormuş öğretmenim. Siz hiç gördünüz mü?

- Oğlum şimdi bırak kavgayı. O binde bir olur. Sen romantizmayı anlatmaya devam et, pardon romantizmi.

- Peki, anlatayım. Sonra çocukları olur, onlar büyür.

- Adamla kadın ne yapar peki.

- Kadın yaşlanır. Romantizma biter. Adam başka bir kadın görür ve romantizma yeniden başlar. Cep telefonu gibi. Pili değiştirince şarjı üç gün sürer.

- Amma da saçmaladın Melih.

- Neden öğretmenim. Biten pil yenisiyle değiştirilir. Siz hiç eski pili saklayan bir kimse gördünüz mü?

- Öğretmenim, Melih ne demek istiyor, pek anlamadım romantizmin ne olduğunu.

- Anlama daha iyi kızım. Keşke ben de anlamasaydım.

- Öğretmenim bir şey daha söyleyecektim.

- Sus Melih. Allah seni bildiği gibi yapsın.

- Allah Allah. Öğretmen de annem gibi. Önce soruyor, sonra kızıyor. Pile değil de başka bir şeye mi benzetseydim acaba?

- Ne diyecektin Melih öğretmene.

- Bıraksa babamın anneme dediğini söyleyecektim.

- Ne diyor baban?

- Gerçek sevgi okyanustaki su gibiymiş, hiç bitmezmiş. Ne kadar içersen iç kanmazmışsın.

- Nasıl yani…

- Ne bilim ben. Babam da saçmalıyor bazen. Hiç bitmeyen bir şey olur mu?





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net