İlahiyatçı olmak hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı
Her zaman dile getirdiğim bir konu var. Okumalarımdan ve gördüklerimden anladığım kadarı ile ilahiyat tahsili tarihin hiçbir devrinde bu kadar zor ve karışık dolayısıyla önemli olmamıştı. Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay’ın “Süreklilik ve Değişim Bağlamında Fıkıh Mirasımıza Yöntemsel Yaklaşımlar”, (Modern Çağda Fıkhın Anlam ve İşlevi, 2020, s. 121-146) başlıklı makalesindem de ilahiyat tahsilinin ne kadar zor olduğu çok sarih bir şekilde anlaşılıyor.
Son iki asırda yaşanan gelişmeler ve modernite, ulus devletlerin ortaya çıkışı, kapitalizmin yükselişi ve dünyayı esir alması, iki dünya savaşı ve sonrasında yaşanan soğuk savaş, dünyayı etkisi altına alan din karşıtı akımlar, düşünceler, teknoloji sahasında gelişmeler ve bu gelişmelerin insan hayatının içine girmesi Müslüman toplumları mevcut birikimle çözülemeyecek yepyeni sorunlarla baş başa bıraktı ve bırakmaya da devam ediyor. Bu durum ilahiyatçıları, özellikle fıkıhçıları ve kelamcıları yeni usul ve araçlar aramaya yöneltti. Gelenekte olmayan araçları ve düşünme yöntemlerini kullanmak zorunda bıraktı.