Yapay Zeka, Dünyayı Nereye Götürüyor?
24 Kasım 2024 Pazar günü Köln’de (Almanya), İstanbul Medeniyet Üniversitesi, T.C. Köln Başkonsolosluğu, Eğitim Ateşeliği, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı’nın paydaşları olduğu “Uluslararası Avrupalı Türkler ve İki Dillilik Çalışmaları Kongresi”nin (BİSET) beşincisini düzenledik. Bu seneki teması “İki Dillilik Çalışmalarında Yapay Zeka ve Teknoloji Uygulamaları” olan kongreye çağrılı konuşmacı olarak katılan Suffolk Üniversitesi’nden, (Boston/ABD) Prof. Dr. Pelin Biçen, “Yapay Zeka İle Dünyanın Mevcut Durumu ve Geleceği” başlıklı çok ilginç bir konferans verdi. Benim için oldukça öğretici ve ilginç olan bu konferansta tuttuğum notları sizin de dikkatinizi çekeceğini düşünerek paylaşmak isterim.
İş hayatına dair
1. Her şeyden önce makinelerin işimizi elimizden alacağına dair bir inanç gelişti ve bu da iş kaybetme korkusunu artırdı. İş gücü piyasasında çok radikal değişiklikler ve dönüşümler bizi bekliyor. Yeni beceri setlerine ihtiyacımız var ve bu ihtiyacı karşılamak zorunda kalan eğitim kurumlarınının bir parçası olduğu eğitim sistemini köklü değişiklik yapmaya zorluyor. Sosyal ve ekonomik dengeleri çok etkiledi ve büyük değişimler bekleniyor.
İlahiyatçı olmak hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı
Her zaman dile getirdiğim bir konu var. Okumalarımdan ve gördüklerimden anladığım kadarı ile ilahiyat tahsili tarihin hiçbir devrinde bu kadar zor ve karışık dolayısıyla önemli olmamıştı. Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay’ın “Süreklilik ve Değişim Bağlamında Fıkıh Mirasımıza Yöntemsel Yaklaşımlar”, (Modern Çağda Fıkhın Anlam ve İşlevi, 2020, s. 121-146) başlıklı makalesindem de ilahiyat tahsilinin ne kadar zor olduğu çok sarih bir şekilde anlaşılıyor.
Son iki asırda yaşanan gelişmeler ve modernite, ulus devletlerin ortaya çıkışı, kapitalizmin yükselişi ve dünyayı esir alması, iki dünya savaşı ve sonrasında yaşanan soğuk savaş, dünyayı etkisi altına alan din karşıtı akımlar, düşünceler, teknoloji sahasında gelişmeler ve bu gelişmelerin insan hayatının içine girmesi Müslüman toplumları mevcut birikimle çözülemeyecek yepyeni sorunlarla baş başa bıraktı ve bırakmaya da devam ediyor. Bu durum ilahiyatçıları, özellikle fıkıhçıları ve kelamcıları yeni usul ve araçlar aramaya yöneltti. Gelenekte olmayan araçları ve düşünme yöntemlerini kullanmak zorunda bıraktı.